Tellerine takılmış ömrümün yılları ;
Tozlu , yer yer vurulmuş gövdesine ,
Hafif bir esinti dokunuşun,
Sonra yaşlandım ben .
Sözün sapına kulp oldukça ,
Sustuğun yerde teller vurulunca ;
Bir dut ağacından esir alınmış kırlangıçlara.
Sonra yaşlandım ben .
Yağmurları tükettin , vura vura
Toprağım yetim kaldı , isyanda .
Geçmiş zaman bahçelerinde ; aynı çocukluk.
Sonra yaşlandım ben .
Önüme dizdiğin yolları ,
Teferruat sayıp ömür biçtim kendime,
Geçirdim başıma kefen niyetine .
Sonrası...
Yaşlandım ben .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder