26 Şubat 2016 Cuma

Ne

gözlerinin önüne serilmeyecek
öylece uzanıp , bu soğukta
hiç titremeden
sanıyorsun konuşacak
kupkuru kalacaksın

yanılıyorsun

beklemiş kahve kokusundan
yanağındaki oyuktan
daha yukarı çık daha yukarı
hırsından sönmüş feri
gözünün sözünün özü eri
hangi ipinden tutsan
sarkan omuzlarından
elinde kalmayacak cinsten
daha yukarı çık
sürülmemiş toprak kokusu
saçlarındaki nem
yapışacak avuçlarına
burnunu yakacak cinsten

yanılıyorsun

sanıyorsun konuşacak

gözlerinin önüne serilmeyecek
öylece uzanıp , bu soğukta
hiç titremeden dişleri
vurmadan ötekilere

sapansız gittiği bir yolda
çizerken dahi
düşünce yok , söz yok
nefes alabilmek uğruna
ateşe verdiği konaklar
pencere yok , bulut yok
bir gider ötekine
diğeri değerli kalır
başının dönmediği her yan
adını çağırır

yanılıyorsun
sanıyorsun konuşacak

gözlerinin önüne serilmeyecek
öylece uzanıp , bunca soğukta
hiç titremeden dizleri
çözülmeyecek de bağı

yanılıyorsun
sanıyorsun
sanıyorsun konuşacak
sırtın dönükken
ardına düşen yağmurlar
gözlerinin önüne serilmeyecek
ıslanamayacaksın

yanılıyorsun
kupkuru kalacaksın