27 Kasım 2013 Çarşamba

seninle ben

Toplasam bin roman ; ama baksam bi' şiir etmeyiz 
   Seninle ben aynı dizelerde iki ayrı yetim
   Seninle ben aynı kağıtta belli belirsiz birer çizgiyiz


Toplasam bir ömür ; ama baksam bi' ölüm etmeyiz
    Seninle ben aynı yolda iki ayrı misafir
    Seninle ben aynı kabirde dallı budaklı birer çiçeğiz


 Toplasam bir sen ; ama çıkarsam bi' ben etmeyiz


deli

Alnın yere yakınken hatırla
     daha önceleri
            nasıl döndü başın semaya
            nasıl bulandı dizlerine çamur
            nasıl kuruyup döküldü
              o kahrolası gurur

Ellerin toprağa değince sor
      daha sonralarda
              alnın mı sırtın mı yerde
              nasıl filizlenir bir umut
              tohumları saçtığın yerde
               çürük bir vücut


Alnın yere yakınken hatırla
Ellerin toprağa değmeden de  sorma
    şimdilerde
            tohumuyla  /  çamuruyla
    şimdilerde
            sağlıcakla  /  yarım akılla 

isimsiz şiir

Dile gelmeyince daha güzel her şey
Biz sus pus olunca güzeliz hem
Dillenince zaten bozuluyor susmak
Biz konuşursak susmaktan beteriz
Biz ya susmaktan ya konuşmaktan biteriz

20 Kasım 2013 Çarşamba

saklı

Sen uyuyunca üzerine satırlar örtülür
Saklanır her biri  /  ellerini koyduğun yerde büzülür
   Kapanır kapanmaz gözlerin bir rüya düşünür
   Doğu'da bir çocuk üşür    /    kulakları çınlasın
     Sen uyuyunca üzerine satırlar örtülür
     Ebedi huzuruna dalarsın

Sen uyuyunca denizler maviye boyanır
Martılar ekmek kavgasına tutuşur /  kanatları konuşur
          Bir ağaç budanır / çırılçıplak kalır
    Duvarlara fikirler yazılır / sokaklar aydınlanır
    Duraklar tazelenir / bekleyenler iyi bilir
Sen uyuyunca dalgalar geri çekilir
Saklanır her biri  /  dizlerini çektiğin yere ilişir


Sen uyuyunca üzerine satırlar örtülür
Sessizlik yağar  /  boğazımdan topuklarıma kadar
Nevi şahsına münhasır 

   İçimi bir nezaket kaplar
          Ne ele gelir  /  ne de dilin hakkı var 

3 Kasım 2013 Pazar

sürgün

Siz hiç böylesini gördünüz mü
Dudakları her gülüşünde kaypak
Dağılır sözleri kopunca yüreğimde
Tuttuğu tesbihin boncukları gibi
 
   Şiir okurken daha bir farklı
   Martılar çarşaf gibi bir denizin üzerinde
   Kaygısız gözlerim kapılır kanatlarına
   Gösteriyor huzuru okuduğu satırlarda
   
      Başını kaldırınca gökyüzüne
      İlk defa görmüşün şaşkınlığı
      İki kanadının arasında o boşluk yok mu
      Karanlığında dişlerine takıldım

                    Bazen su almış tekne gibi
                    Bir ucu burnuna bakıyor
                    Daha kıvrılacak mı derken
                    Yelkenlerim suya iniyor
   
    Öfkeliyken görün bir de
    O ne törpüdür
    Kötü sözün başladığı yerde büzülür
    Siz hiç böylesini gördünüz mü
    Görseniz şayet ; gözleriniz süzülür