22 Mart 2014 Cumartesi

harita

işte tam burada
köpürmüş kızgın bir denizin
uğultusunda rüzgarlar
bir yandan
Temmuz'un buharı havada
Arnavut kaldırımlı
o sokak başlarında
dalından göçenler
özgürlüklerini kutluyorlar
tam ortasında duruyorum

havanın suyla hayat bulduğu
derinlerin en ötesindeki
vücutlara işleniyor soğuk
bir yandan
gece hışırtıları
kabuğuna geç çekilenler
bahçe kapılarıyla
sessizliği bozuyorlar
tam ortasında duruyorum

birbirinden hayli ırak
kondurulmuş ağaçlar
hemen yanı başında
mülteci konaklar
ikramlarını kabul buyur
ki
sana maviyi sunuyorlar
...


işte tam burada
seni düşünüyorum
düşüme ilişiyor gözlerin
bir hıçkırmak ki
sessizliği bozuyor
kopmuş kirpiklerin
onlar da
özgürlüğünü kutluyor


işte tam burada
seni özlüyorum
sulardan göğe yükseliyorum
bir harita çiziyorum
kağıtlar masmavi
yeri göğü neresinde
bulamıyorum
...

köpürmüş kızgın bir denizin
uğultusunda rüzgarlar
Temmuz'un buharı da havada

çekiliyor tüm maviler
yere çakılıyorum
bir harita çiziyorum
kağıtlar yemyeşil
onları tanıyorum
...
işte tam burada
gözlerin
tam ortasında duruyorum

11 Mart 2014 Salı

apan

tükürür gibi zaman
böyle yaman bir işin
ortasında duruyor güneş
nasıl aniydi gidişin
oluklara doldu sular
tuzuyla yıkandım

çırpınışıydı bir serçenin
umuda sarılmış kolları
kulpuna saplandı kapının
umuttan ziyade
inadının kurbanı
kapandı bir kapı ve yere çakıldı

tükürür gibi zaman
böyle gizli bir hicranın
tepesinde duruyor gök
nasıl tutuşurdu bir yangın
bulutları süpürdü duman
baktım  /  kaldım

çırpınıyordu bir serçe
ve tükürüyordu da zaman
önce yandı
kapandı bir kapı
sonra ıslak
yere çakıldı