4 Mart 2013 Pazartesi

"Gel"

Her sabaha yeni bir umutla uyandım ,
Her güneşin ışığı aynı umut , aynı beklenti .
Perde aralandığında basık odamın penceresinde;
İstenilen deniz değil , kuş değil , ağaç değil .
Ne halden anladın sen , ne çık'a geldin
Ne de ben bekleyemedim seni , ama ne gecelere hükmettim !

İki elim yanıma getirilmiş , öylece hareketsiz .
Dermansız tutunmaya , sonra ne cevap veririm sana ?
Söyleyemedim , çoğu geldi boğaz boşluğuna , yutkunamadım .
Hani düğümlenip orada , koca bir dağı deviren doğrular .
Hani sonunu kestiremediğin yollar.
Bir yanın gitmek istemezken korkudan , yürüyen bedenin koştuğu bacaklar .
Hani sana doğru .
Hani riyakar yüzün...

Aklımın ucundan geçmez dediklerin yanıbaşına öylece uzanıverir.
Seyredersin hatıralarını eğip başını öne .
Bir kere sevdaya tutulmaya gör..
Birlikte yatar kalkarsın , ucundan bile geçmeyen aklını götürüverir .
Sonra sen uçlarda gezsen ne fayda..

Ah yüreği yüreğime denk adam
Uyanır gibi birden korkulu bir rüyadan ,
Öyle sert vurdun ciğerime..
Sessizce sana "Gel" desem..
Ve sonra bir kapı aralayıp önüne yollar dizsem..
Sırtlasam yükünü omzuma !

Bir fotoğraf şimdi , yalnızlık tesellisi...
Saadet bu ömrün neresinde..
Sahi sevgilim
Burası neresi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder