18 Şubat 2013 Pazartesi

yarım


Herşeye anlam yükledim , hiç birini boşvermeden

Tek tek çıktım basamakları dizdiğin merdivenlerden.
Bir kelam* ettin , bin mana verdim .
Nedir bu kalbindeki kurum* ; kurulan herşeyi tahrip ettin .

Hangi kanun yasaklar böyle dillere alaka sözlerini , 
Hangi aşk utanır gördüğü mahremden ,
Hangi tutkunun zihni yara..

Direttiğim kadar direniyorum sana 
Nutku tutulmuş taze bir acı var yüreğimde..
Hiç sesini çıkarmadan derinlere bırakıyor kendini .
Sefil , sahipsiz acı ; kopmuş anılarından .



*Kelam = Söz
*Kurum = Büyüklenme , gösteriş

13 Şubat 2013 Çarşamba

kayıkçık


Gel diyorum sana ,

Çünkü yağmur altında beklemiş bir çift göz..

Yanmış yüreğine çare , pervasız el basıyor göğsüne

Gel diyorum sana , 
Çıplak karın altında morarmış bacakları,
Kelebeklerini öldürdüğü karnına çekiyor dizlerini .
Gel diyorum sana , 
Sonbaharın hüznünde ; acıtan anıların hatrına dökülen gözyaşları,
Çenesinden akıyor , geçtiği yeri deler gibi 
Gel diyorum sana ,
Avazı çıktığı kadar , tüm yeryüzünü titretecek gibi 
Gel diyorum sana , gel .
Hani mevsimleri bekleme
Sen gel okyanusları getir bir de ufak kayıkçık kafi..

12 Şubat 2013 Salı

gölge


Uykusu kaçmış çiçekler gibi uçları bükük saçlarındı,
Yeşil elma kokulu sesindi,
Dikenlere müsaade etmeyen ellerinin cesaretiydi.
Gözleri görmeyen bir adamın bastonundaydı tüm renkler
Öylesine umut dolu hani 
Hani gökyüzüne sığdıramadığımız , yıldızları bile utandıran hayallerimiz..
Onların çiçekleri , meyvesi , renkleri..
Şimdi her birinin önüne yığılmış bulut,
Dünyanın dönüşüne aldırış etmeden göstermiyor ardını.
Ne dolunay aydınlatıyor geceyi , ne doğacak güneşin umudu .
Gözümün önünde kırıyor dallarını üşüten rüzgar .
Tek bi nefeslik canı kalmış yapraklar , dayanamıyor tutunmaya tahammülü kalmamış
Her biri hani şu isimlerimizi yazdığımız ağaçların köklerine bırakıyor kendini .
Uzanıp tutamıyorum , ağır ağır kayıyor avuçlarımdan.
Yağmur yağsa ıslatmıyor , güneş baksa yakmıyor
Ne yokluğun yetiyor , ne varlığın .
Hayallerimiz artık bastonun ucunda, bak yol gösteriyor
Görmeyen iki çift göze..

2 Şubat 2013 Cumartesi

“Şeb-i Arûs”



Sen küçücük elleriyle yeryüzünü yakan adam ,
Sıcaklığın Ege'den duyuluyor .
En büyük sayrılık* sana , en büyük hasret sana ..
Hepsi önünde eğilmiş bir yudum kabulleniş istiyor . 
Belki saatlere , mevsimlere sığdırdım , belki sıcaklığına sebep aradım.
Şimdi gönlüm af diliyor .
Biten her vuslat bir sonrakine güfte*,
Bir kelam ediyor yüreğin !
Ve yüreğime denk sarılıyorsun.
Bir vapur ucunda, bir köprü başında , bir sokak aralığında nefeslerim kalıyor 
Sen parmaklarımın ucundan "mazi dönüşlü" munsab* yollarına gidiyorsun .
Her dönüşlerinde bir parça geçmiş , bu ne elem* bu ne meşakkat*
Kâfi.. Bu ayrılık ziyade .
Şimdi dudaklar var , öpüşmek zaruri  .

*Sayrılık = Aşırı düşkünlük , tutku
*Güfte = Müziğin yazılı metni
*Munsab = Kavuşma , denize veya ırmağa kavuşan dökülen su