29 Mayıs 2013 Çarşamba

Belem

Öyle yollar var ; riyasız .
Akşam çökmüş üzerine , güneşi gizli bir örtü .
Dolunay sabırsız en tepede gözü.
Öyle de yolcular var ; hevesi bile arsız .

Öyle kararlar var , hepsi askıya ait.
Boynundan omzuna çıkan bir yol .
Tereddüd sustalı bir kilit .
Dönmüyor ne sağ , ne sol.

Öyle insanlar var ; meçhule satıcı ,
Yol bilmez , iz bilmez.
Dere , tepe aşmış , yine de düz gitmez .
Merhum dünyada hepsi birer kiracı .



*Belem = Üzerinden yol geçen tepe . 

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Işık

Ben kış ortasında donmuş çaresizliği ,
Mürekkebi bitecek , yer kalmayacak yenisine korkusu,
Bitişinde kucak açacak mı merakı yollarımdayım .
Sen sonrası bir ilkbahar gönlüme .

Ben el sallamak için yanlış tarafta ,
Bir otobüsün ardından görebil diye beni.
Ben kalanlardan en sağ gidenim .
Sen sonrası bir misafir ömrüme .

Ben bir şiirim en pak sayfaların kirli hayatlarında ,
Kağıdın görülmeyen yüzünde tüm söyleyemediklerim .
Sense bir kalem , bir yontma taşı .
Hangi yöne dönecek başım ?
Bir bakışına boyun , bir sözüne dudak büktüğü .
Sen sade bir kalem , fitilsiz mumların kağıdımda söndüğü.

17 Mayıs 2013 Cuma

kanun-i

Eteğine taşmış saygısı ,
Bir *mabeyincinin kırık boynuna , padişahın emri arzı .
Tek vazifesi , boynu kıldan ince bir eşit *aşarı .
Lutfedilmiş teşekkuratlara razı ,
Bazı hakikat , *mükeffer bazı .
İnisiyatifine kalmış sultanın.

Koca cihandan saklı tutulmuş kadınları ,
Gerdanında taşıyor *enderun sırlarını ,
Dili tutulmuş , tek kelime edemez .
Heran kaldırsa suretini , oracıkta gidecek başı .


Hangi zina , hangi fesâd
Taşlar sarayın kapılarını .
Hangi hükümdarın cesareti yeter ,
Onca ölüme , kanlı göz yaşı .

Malıyla , canıyla ;
Manen , maddeten , kavlen , kalemen cenkeden !
Hangi cihadda sarfedip Allah'ını
Hangi zulme feda ettin sevaplarını .
Sağda halkın arzı ,
Solda ölüm fermanı...
Kaç kelleyi sallandırmış *Adalet Kasrı !





*mabeyinci = Osmanlı'da padişahın dışarı ile ilişkilerini sağlayan kişi (heran canı ile ödeyebilir bu hakkı )

*aşar = vergi parası .
*mükeffer = İyikliklerini yok sayıp , kendisine teşekkür dahi edilmeyen kişi .
* enderun = Osmanlı'da saray 
içi .
* Adalet Kasrı = Kanuni'nin kurallarını yazdırdığı bina . İki taşı vardır . Birinde halkın istekleri , diğerinde ibret olsun diye asılmış insan başları bulunur . 

16 Mayıs 2013 Perşembe

ünlem

Bir  memurun yağmurlu bel çantasında mürekkebi akacak korkusu kağıtlarının,
Ve bir ananın *gazâ ettiği öbür ucuna toprağımın ,
Şehitleri , yaşayan ölüleri ağıtlarının .
*Aktâr-ı Âlem'de doğu-batı kargaşası,
Yetmedi , yitip giden canları .
Bu zulüm , bu *asef !
Bitmeyecek Rabbim bu kasvet .
Bir ananın nidaları , bir babanın sade gözyaşı .
Bizim de yolumuz düştü ama,
Bir selam edemedik göğün altında , onca duaya .


*gazâ etmek = savaşa göndermek .
*Aktâr-ı Âlem = dünyanın her yanı .
*asef = ölüm .

Sinn

Senden önce yazmak bu kadar güzel değildi ,
Senden öncesinde kalem narin durmuyordu gözüme .
Ve senden sonra hiç bir kağıt bu kadar pak kalamadı .

Senden önce batmadı bu kadar memleket sorunu ,
Anasızlık , babasızlık koymadı yetim hakkına ,
Dolmayan bardaklar taşırmadı sabırlarını .
Senden önce bu kadar hayat intihar etmedi.

Ne zaman sonu gelecek diye bir başlangıç olsa ,
Bu devrim korkutuyor ! Hem yenilmeyi , hem denemeyi
Senden önce hiç bir yenilik geçmedi yürürlüğe
Ve senden sonra sonsuz gelecekler dahi inanmadı ölümlere .

Asırlardır yaşıyorum .
Bu sevda , bu terkedilmişlik !
Nasıl oluyor da senden sonra kayboluveriyor .

Telafuzu zorlaştırılmış şiirlerde anlamak ne mümkün alâ hallerini .
*Muteber insanın onca çoğaldığı , mahrem sözlerini .
Kimine "bu ne be" dedirtecek kaba dilleri ,
Anlasın diye değil bağırması bu kadar kalemimin ,
Sade yazsın diye .

Senden öncesini , senden sonrasını .
Sade yazsın..


*Sinn = Yaşanmış olan zaman .
*Muteber = Saygınlığı olan , itibarı olan , hatırı sayılan , sözü geçen . 

12 Mayıs 2013 Pazar

A'zamiyyet

Koltukta iki büklüm ,
Ne dehşet sarıyor her yanını , ne şehvet .
Kahve küsmüş bardağına , yine de soğuk soğuk sarılıyor.
Küçük bir yastığa akıyor mecbur , *teellüm .

Mide kapısı aralanmış kalbine duacı ,
Tez can aralıyor , kelebek şahitli davacı .
Ele veriyor kendini , öyle toy öyle akılcı
Kibirsiz , kendini bilmez , hadsiz .

*Hâcetreva bir beden mi , yahut *garam
Ben bu sevdada ne edem , nereye göz koyam
Lakin bu günah , bu hadise koca bir kuram .
*Ketum bir bakışın saklamaya yetmez .

Casus bulur , katiyyen acımaz ,
Alır da canını yanına bırakmaz .
Bre sureti afet adam !
Sen bu sevdada ne *fena ne *müstedam .




*teellüm = elem dünya , kederlenme .
*hâcetreva = İhtiyacı gideren
*garam = Aşk ile şiddetli arzu .
*Ketum = sır saklayan , sırrını belli etmeyen .
*fena = geçip gitme , geçici
*müstedam = sürüp giden , devamlı .
*A'zamiyyet = En fazla oluş , en fazlalık 

10 Mayıs 2013 Cuma

ma'l

Bırak devlet düşünsün; mal kaybını ,
Sonra ziyan edilmiş canlar yaksın ağıtları.
Bi' bitmedi kavgası , savaşı !
İnsanın makulü ağırı , arsızı .

Arlanmaktan utanıp ,
Ağırlayıpta paklanıp.
Kısmen gidip , yarım bırakıp.
Bırak ben düşüneyim ; infazlarını !
Kalanları...
Filikasız gemilerini batırıp.


*ma'l = tez , acele ile gitmek . 

posa

Bir el var .
Bir tek el , ekmek tutan .
Buharında yol yordam arayan .

Bir göz var .
Bir çift göz , kaderine ağlayan .
Bir daha dönemeyecek gidenlere ,
Tek yönlü biletlere...
Yas tutan .


Bir can var , bir de canan .
Nice kasımların geçtiği aşklardan ,
Mahremden utanan,
Utanıp da gözünden sakınan .
Ölüme kafa tutup hodri meydan !


Bir şair var .
Elleri dert görmesin !
Kalemine , kelamına selam .
Ama bir halta da yaramayan .
Bir de şiir var , şiir olan !
Yontulmuş hayatlardan , öpülesi mısralardan ,
Ödünç verilmiş yalnızlığı ; kağıtlara devran .

Atik

Kalmadı eski yazların sıcaklığı ,
Yakmıyor artık , ne Haziran ne Ağustos aralığı .
Bir bardağına razı çayın , semavere küskünlüğü ,
Dalganın kıyıya öfkesinden tokadı .
Kalmadı güneşin ne seyredeni , ne seyire gideni .



*Atik = Eski şarap 

Desma

Renklerin tüm edasıyla gününü gün ettiği ;
Sonra ansızın siyaha çekindiği ,
Herşeyin kararıp , yitip gittiği ,
Gittiği de geri gelmediği...

Senden gelen herşey bâşım üzerine ,
Benden giden , bitmek bilmeyen mesele .
Hep kaleme alınmış , saatsiz süre .
Kağıtların ardına , çığ gibi büyüyen düşünce .
Hani renkler ... Kaçıp gittiler .
Yine gece oldu , gece !



*Desma = Siyah olan .

Ahşem

Zamanın çok ötesinde , basiretsiz ömrüm .
Sen gel , git ben yine güldürürüm .
Ağır yokluğun , koca dem sırtımda .
Bir baştan bir başa hep bahtiyar sürdürürüm.

Bazı tanıdık koku ,
Bazı beklenmedik korku ,
Bir heves , bin sorgu !
Hangi cevabına yakışan soru ?
Sen git , gel , sükunetini koru .



*basiretsiz =
*Ahşem = Burnu koku almayan kimse . 

Ârsız

Gittin neticede ,
Bırak bizim kızı , ağlasın dursun ardından .
Buruşmuş teninin kekremsi tadına kana kana .
Bir ondan , bir bundan tada tada .
Biri bin edip , yorganla pire yaka yaka !
Gittin neticede.
Bırak bizim kız , ölsün dirilsin ardından .
Fiyakasız , yakışıksız oğlanların ,
Ama bir tebessüm yerine , bir şekere kananların .
Çamurlu parkların , varoş sokakların , cebi boş adamların...

Berâat-ül İstihlâl

Kimine arsız zaman ,
Kimine cimri .
Kimi ağırladı , tozu dumana katıp ,
Kimi var bildi ,hiçliği bile yok sayıp .

Kim olsa katlanır gidişine ,
Öyle yüzüstü , öyle sıradan.
Yürek dayanmaz varışlara ,
Sarışını esmer yapıyor yaradan .

Eski neşesi de kalmadı rakı sofralarının ,
Şarkılar da eşlik etmiyor , nihayetinde
Gidişine...
Aldırmıyor zaman , bakmıyor bırakmış gelişine ;
Gidişine , gelişine , sevişine...



*
Berâat-ül İstihlâl = Güzel bir başlangıç .

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Dil-figar


Emrine boynum kıldan ince İhanetin bile mesud yağmur toprağa küsünce Ben sözüne değil gözüne güvendim Hey gidi gözünü sevdiğim Neye fayda bu abes gaye Kimin adı silinmiş koca çınarlardan Kim hırslı caymış yokluğundan Kimine paslı kimine parslı yollardan
Kim geçmiş geçip de gidememiş Dallarında hiç yer yokmuş öyleyse ne varsa yok et Razıydım yine de bi' nefes bi' can medet Olmadı kabul iyisi mi sayfufet Sonra Sen sağ ben selamet

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Dâ-üs-sıla

Besbelli yine borçlu çıktı bizim oğlan ,
Tahammülsüz istekli , alacaklı derdi olmadan .
Kimi sevse yüreğinde kara günah ,
İçi *zâyi , ziyan gerçekler araftan .

Atlatır yüreğim , kaldırdı nicesini
Yabancılarda daim suretin ; hoyrat yabani .
Sahip taşır hamal gidişlerini.
Ses çıkarma !
Bilirsin , vicdanım nasıl dayanıksız...

Suçumu üstlen ! Kalsın geriye bi' kuru iftira .
Mevsimler ardı ardına ,
Sılaya hırslı döner mi bir daha ?
Bitmesin ne ayrılık , ne *deva .
Sen sen ol , sakın ben olma .

*zâyi = kayıp , yitme
*deva = çare

2 Mayıs 2013 Perşembe

Tahattum

Gece hep karanlık , *elyel var bir bildiği .
Örtüyor üzerini mazinin ,
Sıyrılmış pişmanlığın koca yük sırtına .
Yalnız hep gece , fani geleni gideni .

Yüreğine düşen son cemre .
Şimdi can korkusu *besbas sözler
Ama ne *cansuz ! Söz önce *dileden sonra dile
Vaziyet mühim , bezbeze süre .

Şikayet etme , gammazlık hiç hele !
Münasebetsiz kelam , cayma sözünden !
Sana devran *reva , bul kendine *safil bi' meşgale.
Sonra git , gönlüne yakışanı eyle .


*Tahattum = Öfke , hiddet içinde olmak
*elyel = çok karanlık gece
*besbas = manasız söz , saçmasapan .
*cansuz = yüreği yakan , can yakıcı
*dile = yürek
*bezbere = sıkılma , daralma
*reva= layık
*safil = basit , karaktersiz