Hatırlarım
Seninle yürüdüğümüz o uzun görünen
Dar / kısa yolları
Başımı kaldırmamı dilediğin
Yıldızlarla bulanmış duvarları
Bir şey var yukarıda / tıpkı gözlerin gibi
Bir şeyler kaldı o sokakta
Adımı seslense / dönüp koşarım
Hatırlarım
Seninle oturduğumuz davetkar görünen
Küskün / ufak / kare masaları
Anlatmamı dilediğin
Çocukluk yıllarımı
Bir şey var yukarıda / tıpkı sözlerin gibi
Bir şeyler kaldı o masada
Şimdi dönüp baksam tıklım tıklım
Hatırlarım
Başında durduğumuz sahipsiz görünen
Köşe başındaki merdivenleri
Otur bi' soluklan dediğin
Ve soluksuz ağlamaların
Bir şey var yukarıda / tıpkı gülüşün gibi
Bir şeyler kaldı o basamaklarda
Her köşeyi dönünce / nefesimi tutup ağlarım
Hatırlarım / sen de hatırla
O yolları masaları basamakları
Hatırlarım
Her kelamını gidişimde
Sen de hatırla / ettiğim sitemleri
Seni son görüşümde
30 Ekim 2013 Çarşamba
28 Ekim 2013 Pazartesi
çok geç
Kurşuni bir gökyüzünden sesim / tüm cihanı saracak
Sen başını semaya çevir / sesim sana sadık kalacak
Fırtına sonrası ne ev ne bark
Sırtına geçirdiğin iki metre kumaş
Sana yoldaş olacak
Gidemedim diyemeyeceksin / çok geç
Sen çiçek açtır geniş zamanlarda
Bende mevsim çok
Yakışır renkleri bir bir dolunaya
Ama / geceleyin seyre giden yok
Kurşuni bir gökyüzünden sesim / tüm cihanı saracak
Sen başını semaya çevir / sesim bahtiyar olacak
Zelzelesi bitince dünyanın
Bir ayrılık bir yoksulluk
Yardım isteyecek aşıklar
Yitip gitti diyemeyeceksin / çok geç
Sen bana bulut ol
Ben de yağmur çok
Yıkanır tüm yalanlar
Ama / gerçeği kabullenen yok
Kurşuni bir gökyüzünden sesim / tüm cihanı saracak
Sen başını semaya çevir / sesim bahtiyar olacak
Sonra / bir yağmur yağacak
Kopacak inceldiği yerden
Yalnız bir kadın hayatta kalacak
Başın dönmeyecek bu yana
Ölmedim de diyemeyeceksin / çok geç
Ölmek için çok geç olacak
Sen başını semaya çevir / sesim sana sadık kalacak
Fırtına sonrası ne ev ne bark
Sırtına geçirdiğin iki metre kumaş
Sana yoldaş olacak
Gidemedim diyemeyeceksin / çok geç
Sen çiçek açtır geniş zamanlarda
Bende mevsim çok
Yakışır renkleri bir bir dolunaya
Ama / geceleyin seyre giden yok
Kurşuni bir gökyüzünden sesim / tüm cihanı saracak
Sen başını semaya çevir / sesim bahtiyar olacak
Zelzelesi bitince dünyanın
Bir ayrılık bir yoksulluk
Yardım isteyecek aşıklar
Yitip gitti diyemeyeceksin / çok geç
Sen bana bulut ol
Ben de yağmur çok
Yıkanır tüm yalanlar
Ama / gerçeği kabullenen yok
Kurşuni bir gökyüzünden sesim / tüm cihanı saracak
Sen başını semaya çevir / sesim bahtiyar olacak
Sonra / bir yağmur yağacak
Kopacak inceldiği yerden
Yalnız bir kadın hayatta kalacak
Başın dönmeyecek bu yana
Ölmedim de diyemeyeceksin / çok geç
Ölmek için çok geç olacak
27 Ekim 2013 Pazar
bir yudum
Neydi o fotoğraflardaki gülüşün
Ömrünün bir saniyesinde
Koca hayatın mektuba sığdırılmış gibi
Alıcısı benmişim gibi.
Ağlayan bir çocuk gözlerin
Dudakların acımasız bir katilin tesiri
Ne derdi bu kalbim görünce seni
Neşesi küser miydi gülüşlerimin
Sığ sulara itilmiş düşlerimin
Neydi o fotoğraflardaki gülüşün
Bir yeşil , bir mavi dokundurmuş gözlerine
Onca yıl doymadığım baharların renginde
Henüz yaşanmamış mevsimlerin tadı var
Çimenler sarıya değil de senden çalmış gibi
Bir saniyedir ömrü paralayan
Ömrünün bir saniyesinde
Neydi o fotoğraflardaki gülüşün
Yağmurlar birikmiş torbalarında
Kana kana içmek için gözlerini
Belki / bir yudum
Bekledi susuzluğum
Ömrünün bir saniyesinde
Koca hayatın mektuba sığdırılmış gibi
Alıcısı benmişim gibi.
Ağlayan bir çocuk gözlerin
Dudakların acımasız bir katilin tesiri
Ne derdi bu kalbim görünce seni
Neşesi küser miydi gülüşlerimin
Sığ sulara itilmiş düşlerimin
Neydi o fotoğraflardaki gülüşün
Bir yeşil , bir mavi dokundurmuş gözlerine
Onca yıl doymadığım baharların renginde
Henüz yaşanmamış mevsimlerin tadı var
Çimenler sarıya değil de senden çalmış gibi
Bir saniyedir ömrü paralayan
Ömrünün bir saniyesinde
Neydi o fotoğraflardaki gülüşün
Yağmurlar birikmiş torbalarında
Kana kana içmek için gözlerini
Belki / bir yudum
Bekledi susuzluğum
25 Ekim 2013 Cuma
mecal
Az dursun şurada alırım dediğim
Karalanmış satırlar görülmesin diye
Kimsenin cürretinin yetmediği
Açılmamış bir kağıda / sıkışmış nefesin
Az beklesin beni binerim dediğim
Güvertesine sığmamış yalnızlığıyla
Limandan el sallayanların
Parmaklarının arasına / sıkışmış nefesin
Şurada kestirmek için uzandığım
Kısaca boyu / bacaklarım kıvrak
Rüyasını paylaşamayanların
Uykusunda / sıkışmış nefesin.
Az dinsin beklerim dediğim
Yağmurların sonsuz gürültüsüyle
Paçalarımdan yukarı çıkan suyun
Ağırlığına / sıkışmış nefesin.
Bir köşe başından bayır yukarı
Koşmuşum / sıkışmış nefesim
Ellerim dizlerimde boynum da yerde
Görünce seni karşımda / kesildi sesim
Karalanmış satırlar görülmesin diye
Kimsenin cürretinin yetmediği
Açılmamış bir kağıda / sıkışmış nefesin
Az beklesin beni binerim dediğim
Güvertesine sığmamış yalnızlığıyla
Limandan el sallayanların
Parmaklarının arasına / sıkışmış nefesin
Şurada kestirmek için uzandığım
Kısaca boyu / bacaklarım kıvrak
Rüyasını paylaşamayanların
Uykusunda / sıkışmış nefesin.
Az dinsin beklerim dediğim
Yağmurların sonsuz gürültüsüyle
Paçalarımdan yukarı çıkan suyun
Ağırlığına / sıkışmış nefesin.
Bir köşe başından bayır yukarı
Koşmuşum / sıkışmış nefesim
Ellerim dizlerimde boynum da yerde
Görünce seni karşımda / kesildi sesim
16 Ekim 2013 Çarşamba
şahit
Dilim tutulur / diyemem
Gördüğümü hastane kapılarında
Duyduğum mahkeme duvarları
Utanır müvekkil telaşlı bekleyen
Nasıl anlatsam / bilemem
Gördüğümü mezar başlarında
Duyduğum ezan sesleri
Kimin adını işitir kulaklarım
Yüreğim / nasıl çöker ciğerlerime
Nasıl söylesem / nasıl
Gördüğüm karanlık bir konvoy
Duyduğum nidalar cenaze evinde
Başı sıkışmış balkonlu demir aralığına
Duruyor öylece / küçük kız çocuğu
Islanıyor toprak, ağlıyor mu ne
Nasıl anlatsam sana
Bir sel götürüyor delerek içimi
Bir bulut yükseliyor bağrımdan
Görenler yok göğe yükseldiğimi
Görünmez gibiyim aralarında
Ceketime iliklenmiş bir fotoğraf
Kimin fesi , neyin nesidir
Nasıl denir
Gidenin ruhu şaad olur
Kalanın başı sağ olsun
Vuran Allah'ından bulur
Ya gören / İki gözüm kör olsun
Nasıl anlatsam sana
Dilim tutulur
Diyemem
Gördüğümü hastane kapılarında
Duyduğum mahkeme duvarları
Utanır müvekkil telaşlı bekleyen
Nasıl anlatsam / bilemem
Gördüğümü mezar başlarında
Duyduğum ezan sesleri
Kimin adını işitir kulaklarım
Yüreğim / nasıl çöker ciğerlerime
Nasıl söylesem / nasıl
Gördüğüm karanlık bir konvoy
Duyduğum nidalar cenaze evinde
Başı sıkışmış balkonlu demir aralığına
Duruyor öylece / küçük kız çocuğu
Islanıyor toprak, ağlıyor mu ne
Nasıl anlatsam sana
Bir sel götürüyor delerek içimi
Bir bulut yükseliyor bağrımdan
Görenler yok göğe yükseldiğimi
Görünmez gibiyim aralarında
Ceketime iliklenmiş bir fotoğraf
Kimin fesi , neyin nesidir
Nasıl denir
Gidenin ruhu şaad olur
Kalanın başı sağ olsun
Vuran Allah'ından bulur
Ya gören / İki gözüm kör olsun
Nasıl anlatsam sana
Dilim tutulur
Diyemem
13 Ekim 2013 Pazar
sesin
Mevsim zamanı değildi bu misafir ayaz
Kim bilir nereden toparlanıp gitti
Kapıldık hüznün yağmuruna
Bitiyor diye gençliğin baharı
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır / Sırası değildi üşümenin
Misafir ayazdı bu
Atilla'dan Turgut'tan gecenin nağmeleri
Buğulandı yarım içilmiş cam kırıkları
Ne dayak yemediğimiz kaldı Emirgan'da
Ne duamız eksik Hüseyin'le Hasan'a
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır/ Sırası değildi üşümenin
Engin görünür sesin dem vurur geceye
Vuruşan kadehler tuz-buz olur
Turgut'un susuzluğu Atilla'nın felaketi
Büker boynunu sonum olur
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır
Sırası değildi üşümenin
Kim bilir nereden toparlanıp gitti
Kapıldık hüznün yağmuruna
Bitiyor diye gençliğin baharı
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır / Sırası değildi üşümenin
Misafir ayazdı bu
Atilla'dan Turgut'tan gecenin nağmeleri
Buğulandı yarım içilmiş cam kırıkları
Ne dayak yemediğimiz kaldı Emirgan'da
Ne duamız eksik Hüseyin'le Hasan'a
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır/ Sırası değildi üşümenin
Engin görünür sesin dem vurur geceye
Vuruşan kadehler tuz-buz olur
Turgut'un susuzluğu Atilla'nın felaketi
Büker boynunu sonum olur
Bir Eylül sonrası Kasım'a çeyrek kala
Hayır
Sırası değildi üşümenin
9 Ekim 2013 Çarşamba
ayrılık
Nasıl doğmasın güneş
Böylesi geceden sonra , uzadıya kaldı gözüm.
Hatırlarım , bir elim bavulumda.
Öbürü berikinden öte , kapı tokmağında;
Ah bir bükebilsem bileğini.
Kuvvetim zayi.
Aniden çarpıldı kapılar.
Kıymıkları geçmişimde tortu-taş,
Yüzüme esti rüzgarı.
Kemiklerimde ayrı bir telaş.
Baksana !
Nasıl doğmasın güneş.
Aralığa bir perde aralandı.
Kasım'daydık .
Hatırlarım, beyhude kelamlarımı.
Bilmeden ne dediğini , ermedi aklım.
Duyar gibi oldum, git deyişlerini.
Kahrolası gururum , şayi .
Aniden gamsız düştüm kedere
Dar vakitlerde koşarak kaçtım
Yüzüm sende mi kaldı ne?
Yarısı duruyor ; utandım .
Söylesene.
Nasıl batmasın güneş.
Böylesi geceden sonra , uzadıya kaldı gözüm.
Hatırlarım , bir elim bavulumda.
Öbürü berikinden öte , kapı tokmağında;
Ah bir bükebilsem bileğini.
Kuvvetim zayi.
Aniden çarpıldı kapılar.
Kıymıkları geçmişimde tortu-taş,
Yüzüme esti rüzgarı.
Kemiklerimde ayrı bir telaş.
Baksana !
Nasıl doğmasın güneş.
Aralığa bir perde aralandı.
Kasım'daydık .
Hatırlarım, beyhude kelamlarımı.
Bilmeden ne dediğini , ermedi aklım.
Duyar gibi oldum, git deyişlerini.
Kahrolası gururum , şayi .
Aniden gamsız düştüm kedere
Dar vakitlerde koşarak kaçtım
Yüzüm sende mi kaldı ne?
Yarısı duruyor ; utandım .
Söylesene.
Nasıl batmasın güneş.
7 Ekim 2013 Pazartesi
mai
Başlıyoruz yine
Bir ocak başında ; başa döner gibi.
Haziran gelecek , daha Nisan'da.
Havanlara yatırılmış umutlarımız
Yelken açtı yüreğin.
Sabaha kadar deniz koktular.
Dudakların / sonra dizlerin.
Masmavi.
Başlıyoruz yine
Yılların yükünü sırtladık.
Bir ocak başında; dumanımız tütüyor.
Takip ettim yükseltileri
Kömür çuvalına doğru sürdüm izini.
Sabaha kadar parladılar .
Gözlerin / yaban mersinleri gibi.
Masmavi.
Başlıyoruz yine
Yarım bıraktığımız yerden
Ekseriya hiç tamamlanmamış geçitler
Sen ayağının tozunu silmeden.
Vakit dolar birden / daha iki demeden.
Sabaha kadar susmadılar .
Sözlerin , yazdığım şiirlerden .
Daha mavi .
Bir ocak başında ; başa döner gibi.
Haziran gelecek , daha Nisan'da.
Havanlara yatırılmış umutlarımız
Yelken açtı yüreğin.
Sabaha kadar deniz koktular.
Dudakların / sonra dizlerin.
Masmavi.
Başlıyoruz yine
Yılların yükünü sırtladık.
Bir ocak başında; dumanımız tütüyor.
Takip ettim yükseltileri
Kömür çuvalına doğru sürdüm izini.
Sabaha kadar parladılar .
Gözlerin / yaban mersinleri gibi.
Masmavi.
Başlıyoruz yine
Yarım bıraktığımız yerden
Ekseriya hiç tamamlanmamış geçitler
Sen ayağının tozunu silmeden.
Vakit dolar birden / daha iki demeden.
Sabaha kadar susmadılar .
Sözlerin , yazdığım şiirlerden .
Daha mavi .
2 Ekim 2013 Çarşamba
suskunluk
Sesler yuvalanıyor ağızlarınızda;
Bir kaya vurur gibi yüzümde.
Zihnimde aralanırsa bir kapı;
Hepsi tanri misafiri .
Yanıt bekleyen , kısık gözleriniz
Ancak bir akşamüstüydü;
Çöker gibi umutlara
Hepsi Peygamber *sefiri.
Beklemez söylenilenler,
Biri iteler bir diğerini.
Susuyor diye bir kadın.
Hepsi aşkın *tekfiri.
*sefir = elçi
*tekfir = kafir sayma , sitem etme , suç atma , suç bulma .
Bir kaya vurur gibi yüzümde.
Zihnimde aralanırsa bir kapı;
Hepsi tanri misafiri .
Yanıt bekleyen , kısık gözleriniz
Ancak bir akşamüstüydü;
Çöker gibi umutlara
Hepsi Peygamber *sefiri.
Beklemez söylenilenler,
Biri iteler bir diğerini.
Susuyor diye bir kadın.
Hepsi aşkın *tekfiri.
*sefir = elçi
*tekfir = kafir sayma , sitem etme , suç atma , suç bulma .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)